4 Aralık 2009 Cuma

Bütün piyonlar vezirse şüphesiz zarlar hilelidir

Giderek zorlaşıyor yazmak. Elimi nereye atsam meğer suça bulanmışım. Ey İntihar! En sadık sevgilim! Al beni ve uyut yine tatlı kollarında…


Gün geçtikçe yıpratmışım, elimdeki tüm kâğıtlar işe yaramazken, meğer senin elin kare as’mış… Bu ne bitmez bir pokerdir ki havada uçuşan blöflerden göz gözü görmüyor! Bu ne biçim bir oyunmuş ki bitsin diye “Rus Ruleti’ne” çevirmek zorunda kalıyoruz…


Hep bir tarafın haklı olması nasıl mümkün olabilir? Hep senin kazanacağın belli ise bu oyunda ben neredeyim? Benim fillerim piyonken, senin tüm piyonların nasıl vezir olabilir?



Al işte, çıkarıp yerlerinden, iki “hilesiz” zar gibi uzatıyorum sana gözlerimi! Nasıl olsa sen neyi atsan, 6 geliyor! Şimdi de beni atıyorsun değil mi? Oysa sana 6 gelecek olsa da, altında kırık bir kalp var attığın zarın! Boşver, sen nasıl olsa kârdasın neresinden dönersen dön zararın…


Hangi umudu ilmek yapayım da şimdi boynuma geçireyim, darağacına dönmüşken bir türlü eğilmek bilmez boynun? Söyle, şimdi ben hangi inanca secde edeyim?


Şimdi ben elleri ayakları kesilmiş bir şairim, unutulmuş bir lisanda şiirler mırıldanan… Deli diyorlar elbette, anlamadıkları dilime. Ne adım var ne de sanım!


Senin sandığın kadar güçsüz, sandığın kadar korkağım! Bedenimi nadasa bıraktım bir raya dönmüş dudaklarına ki her sözün ekspres geçiyor parmakuçlarımdan…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ellerinize yüreğinize sağlık...

Yorum Gönder