4 Aralık 2009 Cuma

"Mayıstı... Mecburdum... Seni o yüzden bağışladım!"




Bazı anlar vardır. İnanmaya o kadar hazırsındır ki, söylenen her söz sanki yemindir. Bazı anlar vardır karşındaki insan da kendi söylediği yalanlara inanmaya o kadar hazırdır ki, kendisinden başlar inandırmaya... Bu da öyle bir andı işte. Hatırla!



"Şimdi camı açıp avazınız çıktığı kadar bağıracak olsanız ne söylerdiniz?" diye sormuştum...
"Adınız!" demiştin tek kelimeyle...

Zamanı gelince elbette herşey inkar edilecektir. Susulacaktır, sorular karşısında boyun bükülecektir. Sorular değişmese de ses tonu yükseldikçe "Ben istedim başlattım, ben istedim bitirdim!" diye itiraflar başlayacaktır... Şüphesiz o zaman da gelecektir.

Asıl önemli olan, o geleceği bilinen zamana rağmen, "Sana aşığım, anlıyor musun? Hiçbir şey umrumda değil!" diye bağırmaktır. İçmektir ve içkiden değil ama aşktan sarhoş olmaktır onun gözlerinin içine bakarken. Elbette İstiklal'dir... Elbette artık gözler kör, diller lâldir. Önünde diz çöküp minicik ellerini tutarak "Sana aşığım!" diye bağırmaktır.

- "Kızmadın bana, değil mi?"

Kızdım! Hem de çok! Bana söylediğin "beyaz yalanlar" için değil, kasıtlı söylediğin o kara büyüden beter YALANLAR için kızdım...

Dönüp dönüp dinliyorsun şimdi o şarkıları kutsal birer ayetmiş gibi, biliyorum... Dönüp dönüp bakıyorsun şimdi resimlerim(iz)e, kocaman film kareleri gibi, biliyorum! Hiç acımadı değil mi canın? O ağır sözleri ederken, o gerçekleri ağır birer tokat gibi yüzümün orta yerine indirirken, hiç acımadı mı canın?

Şimdi sorsam, "Mecburdum, yaptım! İsteyerek konuşmadı ki dudaklarım!" diyeceksin, biliyorum! Ama sormayacağım! Hala duruyor adın aklımın gizli saklı odalarında... Kilit üstüne kilit vurdum, kimselere de söylemedim! Merak etme, unuttum sanmanı istedim, unutmadım!

Sen şimdi ne kadar kaçsan bana o kadar geleceksin... Sen şimdi kiminle öpüşsen orada, deniz kenarında bir bankta otururken dudaklarına kondurduğum ilk öpücüğü hatırlayıp kendine lanet edeceksin. Hatırla, demiştim ki, "Bu sevgi işte, şehvetle öpeceğim günler de gelecek!"

Şehveti hiç sürmedim oysa dudaklarıma seni deliler gibi öperken bile!

Şimdi yoksun, olmayacaksın da bir daha asla... Ama yine de ben şimdi hiçbir şey olmamış gibi ardına kadar açıp kalbimin tüm pencerelerini avaz avaz bağırıyorum adını!

Seninle yaşadıklarımdan öğrendiğim şeyler var : "Mayıstı, mecburdum; seni o yüzden bağışladım!"

0 yorum:

Yorum Gönder